Kronik yara hastasının temel ihtiyacı olan unsur sadece tedavi değildir. Aslında koruyucu hekimlik uygulamaları kapsamında hastanın eğitimi daha da önem taşır. Hastaya ilk başvurularında yaklaşık yarım saatlik bir sürede kendilerine nasıl bakmaları gerektiğini anlatıyorum. Özellikle hastaların kaçınması gereken davranışlar ve uygulamaları gerekenleri ayırarak anlatmak gerekiyor. Aslında bu sözünü ettiğim eğitim yaraların da hızlı iyileşmesinin bir parçası.

1. Ayaklarını ısıtmak için düşük sıcaklıkta bile olsa herhangi bir ısı enerjisi kaynağına direk temas ettirmemelidir.
2. Dış ortamda çorapsız dolaşılmamalıdır. Yeryüzünde en fazla bulunan mantarların yol açtığı enfeksiyonlar topraktan bulaşır.
3. Kullanılan ayakkabı, ayak kavislerine uygun olmalı, gün içinde basma yüzeyini değiştirmek için en azından bir kez giyilen ayakkabı başkasıyla değiştirilmelidir.
4. Önü açık ayakkabı, terlik vs. giyilmemelidir.
5. Ayak bakımı için gidilen merkezlerde mutlaka kendi setini kullandırmalı, uygulama öncesinde ayağın da antiseptikle silinmesi sağlanmalıdır. Ayak bakımında nasır ya da diğer çıkıntılar kesilmemelidir.
6. Diz altı bölgede yara bandı doğrudan cilde yapıştırılmamalıdır. Mümkünse çok gergin olmayan krep sargılarla sarılmalı ya da file kullanılmalıdır.
7. Sigara ve tütün ürünlerinin kullanımı dokuların kan dolaşımını bozduğu için yara iyileşmesini bozabilen ana etmenlerden biridir. O nedenle kronik yara hastası sigara içmemelidir.

1. Kronik yara hastası kendisinin bir anlamda koruyucu hekimi olmalıdır. Ayaklarını her gün gözlemleyerek herhangi bir morarma, şişme, sulantılı yara oluşumu, akıntı, deride çatlak oluşumu, diğer bölgelere göre sıcaklık artışı,su toplanması, deride pul pul dökülme gibi unsurların varlığında doktoruna bilgi vermelidir.
2. Hasta hergün ılık sabunlu suda ayaklarını yıkamalı, temiz bir havlu ya da kağıt havlu ile dokunarak (havluyu sürterek değil) kurulanmalı ve doktorunuzun önereceği ayak bakım kremleri ya da jelleri (ör; vazelin) sürülmelidir. Sabahları da cilt nemlendiricisi ile diz altı tekrar kaplanmalıdır. Yıkama suyu sıcaklığı mümkünse başka biri tarafından yoksa dirsek değdirerek kontrol edilmelidir. Görme sorunu olan hastalar yakınlarından yardım almalıdır.
3. Diz altı bölgelerde yapılacak her türlü müdahalede metabolik bir hastalığınız varsa hekiminize bildiriniz.
4. Metabolik hastalık kontrolü için doktora gittiğinizde ayaklarınızın da muayene edildiğinden emin olunuz. Sizin önemsemediğiniz bir unsur hekiminizce ö
5. Tırnaklarınızda kalınlaşma varsa bunlarda tırnak mantarına yönelik bölgesel ve gerekirse ağızdan alınan ilaçlarla sistemik tedavi yaptırmalısınız.
6. Kronik yaranın temel nedenleri olan metabolik hastalıklar zamanla ayak tabanında duyu kaybına yol açarlar. Yaraların hissedilmemesin de bu çok ö Hastalarımın belli aralıklarla ayak tabanı için duyu muayenesi yaptırmalarını öneriyorum. Bu anlamda en duyarlı testlerden biri olan Semmes-Weinstein monofilaman testi ve basınç özgüllüğü olan duyu cihazı (PSSD- pressure specified sensory device) takipte faydalı olabilir. Monofilaman testi aslında el için tanımlanmış olsa da ayak için iki muayene arasında belirgin farklar olduğunda anlamlı sayılabilir.

Vücudumuzda darbeler dışında oluşabilecek yaralar için altta yatan bir etken olabileceğini unutmayın. Uzun yıllar diyabet hastalığı olup farkında olmayan hastada bir anda ayak tabanında çıkan bir yara ile tanı konması söz konusu olabiliyor. O nedenle sebepsiz yere kendiliğinden açılan yara durumunda metabolik hastalık açısından kontrolden geçmenizi öneririm. Yaranızın rengi kırmızıdan siyaha kadar çok çeşitli tonlarda olabilirken yaranızın kendine özel bir kokusu da olabilir. Tüm bunlar aslında bir çeşit alarm sinyali olabilir ve bir sağlık merkezine başvurmanızı gerektirir.

Yara iyileşmesini bozan hastalıklardan olan şeker hastalığı (diyabet; diabetes mellitus) nedeniyle parmaklarda gangren oluşumu ile sonuçlanmış damar hastalığı erken müdahaleler ile geri dönüşümlü olabilir.

Diyabetik ayağa benzer bir durum da daha çok sigara içen genç erkeklerde ortaya çıkan ve küçük çaplı atar damarlar ile toplar damarların bir çeşit iltihabi pıhtı ile tıkanarak gangrene yol açtığı Buerger hastalığı'dır. Tromboanjitis obliterans (tıkayıcı damar iltihabı) olarak da bilinen bu durum  en uç noktalardan başlayıp daha yukarılara doğru bir gangren oluşumuna neden olur ve sigara içmeyi bırakma ile genellikle bu hızlı kayıp durur.